BİLDİĞİMİZ BAZI KELİMELERİN FARKLI ANLAMLARI (İNGİLİZCE)

Down:


İsim: "Aşağıya"

My sister pushed me and I fell down the stairs.

(Kız kardeşim beni itti ve ben merdivenlerden aşağıya düştüm.)


Fiil: "Çabucak içmek", "Düşürmek"

He downed his beer and left the bar.

(Birasını çabucak içip bardan ayrıldı.)

The jet was downed by a missile.

(Jet, bir füze tarafından düşürüldü.)


Up:


İsim: "Yukarıya"

I got off my bike and walked up the hill.

(Bisikletimden inip yokuş yukarı yürüdüm.)


Fiil: "Artırmak"

We had to up taxi fares because of the rise in fuel prices.

(Benzin fiyatlarındaki zam yüzünden taksi ücretlerini artırmak zorunda kaldık.)


Near:


İsim: "Yakınında"

The tornado destroyed many houses near Florida.

(Kasırga, Florida yakınlarındaki birçok evi yıktı.)


Fiil: "Yaklaşmak"

He woke up as the train neared the station.

(Tren istasyona yaklaşırken uyandı.)


Bus:


İsim: "Otobüs"

I go to work by bus.

(İşe otobüsle gidiyorum.)


Fiil: "Otobüsle taşımak"

Many students who live in remote villages are bussed to distant schools.

(Ücra köylerde yaşayan birçok öğrenci, uzak okullara otobüslerle taşınıyor.)


Taxi:


İsim: "Taksi"

Let’s take a taxi.

(Bir taksi tutalım.)


Fiil: "Pistte ilerlemek"

The aircraft taxied down the runway and took off.

(Uçak, pistte ilerleyip havalandı.)


Water:


İsim: "Su"

There is some water in the fridge.

(Buzdolabında biraz su var.)


Fiil: "Sulamak"

Don’t forget to water the flowers.

(Çiçekleri sulamayı unutma.)


Man:


İsim: "Adam"

There is a man at the door.

(Kapıda bir adam var.)


Fiil: "Yerleştirmek"

The call centre is manned by fully trained personnel.

(Çağrı merkezi, iyi eğitilmiş personel ile donatılmıştır.)


Date:


İsim: "Tarih"

What’s today’s date?

(Bugünün tarihi ne?)


Fiil: "Çıkmak"

They have been dating for a year.

(Bir yıldır çıkıyorlar.)


Sound:


İsim: "Ses"

My car is making strange sounds.

(Arabam tuhaf sesler çıkarıyor.)


Fiil: "Çalmak"

Trains are required to sound their whistles as they approach a crossing.

(Trenlerin, hemzemin geçide yaklaşırken düdüklerini çalmaları gerekir.)


Fish:


İsim: "Balık"

Did you catch any fish?

(Hiç balık tuttun mu?)


Fiil: "Balık tutmak"

They were fishing for trout.

(Alabalık tutuyorlardı.)


Study:


İsim: "Çalışma odası"

When I arrived home, Jack was in the study.

(Eve vardığımda Jack çalışma odasındaydı.)


Fiil: "Ders çalışmak"

You have to study hard if you want to pass.

(Geçmek istiyorsan çok ders çalışmalısın.)


Milk:


İsim: "Süt"

The boy drank the milk and left home.

(Çocuk, sütü içip evden çıktı.)


Fiil: "Sağmak"

Cows are usually milked twice a day.

(İnekler genellikle günde iki kez sağılır.)


Store:


İsim: "Mağaza"

I was working as a store manager this time last year.

(Geçen sene bu zamanlar mağaza müdürü olarak çalışıyordum.)


Fiil: "Depolamak"

I use this room to store my books.

(Bu odayı kitaplarımı saklamak için kullanıyorum.)


Ship:


İsim: "Gemi"

There were about 500 passengers aboard ship.

(Gemide yaklaşık 500 yolcu vardı.)


Fiil: "Göndermek"

Your order was shipped two days ago.

(Siparişiniz iki gün önce gönderildi.)


Dust:


İsim: "Toz"

The books on the shelf were covered in dust.

(Raftaki kitaplar toz içindeydi.)


Fiil: "Tozunu almak"

The maid dusted the table.

(Hizmetçi masanın tozunu aldı.)


Chair:


İsim: "Sandalye"

There was a chair in the corner of the room.

(Odanın köşesinde bir sandalye vardı.)


Fiil: "Yönetmek"

The meeting was chaired by the president.

(Toplantı, başkan tarafından yönetildi.)


Air:


İsim: "Hava"

The doctor told me to get some fresh air.

(Doktor, bana temiz hava almamı söyledi.)


Fiil: "Havalandırmak"

As soon as she walked in, she aired the room.

(İçeri girer girmez odayı havalandırdı.)


Own:


İsim: "Kendi"

Each student has their own dictionary.

(Her öğrencinin kendi sözlüğü var.)


Fiil: "Sahip olmak"

Max doesn’t own a car.

(Max’in arabası yok.)